Formül; Toplam kelime sayısı x 60 / Saniye cinsinden süre = Okuma Hızı
ORTAOKUL DÜZEYİ METİN
Türk Dilinin Önemi
Bir zamanlar, küçük bir köyde yaşayan Ayşe adında bir kız çocuğu vardı. Ayşe, her zaman kitaplara olan sevgisiyle biliniyordu. Özellikle Türkçe derslerine olan ilgisi diğer öğrenciler arasında dikkat çekiyordu. Öğretmeni, ona Türk dilinin ne kadar önemli olduğunu anlatırken, Ayşe her kelimenin, her cümlenin ve her hikayenin büyülü bir dünyaya açılan kapılar olduğunu keşfetmişti.
Bir gün Ayşe, eski bir kitapçıda gezerken antika bir kitap buldu. Kitabın sayfaları sararmıştı, ancak içinde saklı bir hikaye olduğunu hissediyordu. Kitabı satın alıp eve getirdi ve sayfalarını dikkatlice çevirmeye başladı. Hikaye, Türk dilinin tarih boyunca nasıl evrimleştiğini ve ne kadar değerli bir miras olduğunu anlatıyordu. Okuduğu her satır, Ayşe’nin içinde bir coşku yaratıyordu. Türk dilinin, milletin birliğini ve kültürünü korumak için ne kadar önemli bir araç olduğunu fark etti. Bu dil, binlerce yıllık bir geçmişe sahipti ve Anadolu topraklarında kök salmıştı. Türk dilini öğrenmek, geçmişin sırlarına erişmek ve kültürel zenginlikleri keşfetmek anlamına geliyordu. Ayşe, Türk dilini daha iyi anlamak ve kullanmak için çaba göstermeye karar verdi. Kitapları okuyor, sözlükleri karıştırıyor ve günlük yazılar yazarak dil becerilerini geliştiriyordu. Türkçe derslerinde öğretmeniyle etkileşime geçiyor ve dilin inceliklerini öğreniyordu.
Zamanla, Ayşe’nin Türkçe becerileri gelişti ve başarıları arttı. İyi bir okur ve yazar haline geldi. Türk dilini kullanarak hikayeler yazıyor, şiirler kaleme alıyor ve insanlarla iletişim kurarken etkileyici bir şekilde ifade ediyordu. Ayşe’nin çevresindeki insanlar, onun Türk diline olan sevgisini ve becerilerini fark etti. Ona, dilin korunması ve geliştirilmesi için çalışmalara katılması önerildi. Ayşe, dilin mirasını korumak ve gelecek nesillere aktarmak için elinden geleni yapmaya kararlıydı. Artık Ayşe, Türk dilinin önemini diğerlerine anlatmak istediği için sosyal medya platformlarını kullanmaya başladı. Türk dilinin zenginliği, tarih boyunca yapılan derin araştırmalarla keşfedilen bir hazineydi. Ayşe, bu bilgileri paylaşarak insanların Türk diline olan ilgilerini artırmayı ve onları Türkçe’nin önemini kavramaya teşvik etmeyi hedefliyordu.
Yazdığı blog yazıları, hazırladığı videolar ve paylaştığı infografiklerle, Türk dilinin gücünü ve çeşitliliğini vurguluyordu. İnsanlara Türkçe’nin sadece bir iletişim aracı olmadığını, aynı zamanda bir kültürün taşıyıcısı ve milletin birliğini sağlayan bir unsur olduğunu anlatıyordu. Ayşe’nin paylaşımları, gençler arasında büyük ilgi uyandırdı ve Türk diline olan farkındalığı artırdı. Ayşe, aynı zamanda okullarda ve topluluk etkinliklerinde Türk dilini tanıtan sunumlar yapıyordu. Öğrencilere, Türkçe’nin zengin sözlü geleneğini ve yazılı kültürünü keşfetme fırsatı veriyordu. Öğrenciler, Türk dilinin gücünü ve önemini deneyimleyerek kendi dil becerilerini geliştiriyorlardı.
Ayşe’nin çabaları, sadece kendi çevresinde değil, tüm toplumda büyük etki yaratmaya başlamıştı. Türk diline olan ilgi ve sevgi artarken, insanlar dilin korunması ve geliştirilmesi için daha fazla çaba harcamaya başlamışlardı. Dilimize sahip çıkma bilinci yaygınlaşıyor ve Türk dilinin değerini herkes daha iyi anlıyordu. Sonuç olarak, Ayşe’nin özverili çalışmaları Türk dilinin önemini anlatmada büyük bir rol oynadı. Dilimizi korumak, geliştirmek ve gelecek nesillere aktarmak hepimizin sorumluluğudur. Türk dilinin zenginliğini keşfetmek, dilimizin köklerini anlamak ve ona değer vermek, milletimizin birlik ve beraberliğini güçlendirmek için önemlidir. KELİME SAYISI: 465
1) Ayşe’nin en çok ilgi gösterdiği ders hangisidir?
2) Ayşe, antika kitabı nerede buldu?
3) Ayşe’nin Türkçe becerilerini geliştirmek için yaptığı aktiviteler nelerdir?
4) Ayşe’nin Türk diline olan sevgisi, çevresinde nasıl fark edildi?
5) Ayşe’nin sosyal medya paylaşımları hangi amaca hizmet etmektedir?
CEVAPLAR(1-C, 2-B, 3-C, 4-A, 5-B)
İLKOKUL DÜZEYİ METİN
ALIŞVERİŞ MERKEZİ
Annemle büyük bir alışveriş merkezine gittik. Bu koskoca yapıya ilk gelişimdi. Anneme “Her yeri gezecek miyiz?” diye sordum. Annem, “Sadece süpermarket bölümünü gezeceğiz.” deyince rahatladım. Tekerlekli süpermarket arabalarını yürütmeyi çok severim. Hemen bu arabalardan birini aldık. Annem, “Önce şu şarküteri alışverişini yapalım, biraz da balık alalım. Daha sonra da sebze meyve bölümüne gideriz.” dedi. Şarküterinin de balıkçının da önü tıklım tıklım doluydu. Annem, “İstersen arabayı al, diğer bölümleri dolaş Top istiyordun ya, şöyle bir bak bakalım.” deyince “Deniz paletlerini de alabilir miyim?” diye sordum Annem “Evet ama biliyorsun bütçemiz sınırlı… Her gördüğümüzü alamayız.” diye yanıt verdi.
Hemen deniz araçları bölümüne gittim. İstediğim paletleri bulup denedim. Sonra da topların olduğu bölüme yöneldim. O sırada bir kıpırtı başladı: “Beni al, beni al!” Hemen önümde duran su tabancası biraz daha yükseltiyordu sesini: “Öyle güzel su püskürtürüm ki ben Ne olur beni al” Bu çağrıya dayanamadım ve su tabancasını alışveriş arabasına attım Topların içinden en güzelini alıp onu da arabaya koydum ve oradan uzaklaştım. Çikolataların olduğu bölümde sesler devam ediyordu: “Beni al, beni al!” İki paket çilekli gofret, bir paket mor kâğıtlı çikolata ve iki paket de kremalı bisküvi alıp arabaya koydum. Kitapların olduğu bölümden televizyonda tanıtılan kitaplardan birini seçtim. Sonra arkadaşımın övdüğü kitabı ve öğretmenimizin önerdiği kitaplardan birini gördüm. Hiç düşünmeden arabama attım.
Annemin yanına gittim. Annem, arabaya baktı, “Paletleri denedin mi?” diye sordu. “Evet anne, denedim.” dedim. “Aferin benim oğluma, ama biraz fazla şey almışsın, değil mi?” deyince durup baktım aldıklarıma. Evet ama hangilerinden vazgeçecektim? Paletler ve top olmaz, onlar bana gerekli. “İstersen kitaplardan birini bırak.” dedi annem. “Kitaplardan vazgeçemem.”
Sonra su tabancası ilişti gözüme, “Oyuncak bile olsa sonunda bir tabanca. Hiç de gerekli değil” diye düşündüm Bisküvilerden, gofretlerden de sadece birer tane alıp diğerlerini bırakınca annem: “Aferin Kerem, en doğru seçimi yaptın. Gidip onları yerine bırakalım.” dedi. Vazgeçtiğim şeyleri eski yerlerine bıraktık. Aldığımız şeylerin parasını ödeyip dışarı çıktık.
Kelime Sayısı=363
1)Annesi çocuğa market arabasını hangi isteğini karşılaması için vermiştir?
A) Deniz paleti B) Su tabancası C) Top
2) Çocuk markette gezdikçe duyduğu ses ne diyordu?
A) Beni al! B) Bana dokun! C) Benimle oyna!
3) Aşağıdakilerden hangisi çocuğun market arabasına koyduklarından biri değildir?
A) Kremalı bisküvi B) Kitap C) Oyuncak araba
4) Annesi market arabasını gördüğünde çocuğa ne dedi?
A) Niye bu kadar az şey aldın? B) Ne varsa almışsın. C) Biraz fazla şey almışsın.
5) Çocuk sepete koyduklarının hangisinden vazgeçemeyeceğini söylemiştir?
A)Kitap B) Gofret C) Su tabancası
CEVAPLAR(1-C, 2-A, 3-C, 4-C, 5-A)
2. ADIM Kronometreyi durdurduktan sonra süreyi saniye cinsine döndürün.
Örneğin; metni 3 dakika 20 saniyede bitirdiniz. 1 dakika 60 saniyeye eşit olduğundan 3 dakika 180 saniyeye eşittir. Sonraki 20 saniyeyi üzerine ekleyin. Toplam 200 saniyede metni tamamlamış olacaksınız.
3. ADIM Elde ettiğiniz verileri formüle yerleştirin.
Formül; Toplam kelime sayısı x 60 / Saniye cinsinden süre = Okuma Hızı
Toplam kelime sayısı=363 Saniye cinsinden süre=200 olduğuna göre; 363×60/200=100 Dakikada okuduğunuz kelime sayısını 100 olarak belirledik. Türkiye ortalamasına göre;
Okuma -anlama oranınızı ölçmek için ise metinlerin altında verilen metne yönelik soruları cevaplayınız. Bildiğiniz her soru için %20 oran verin. Soruların hepsini bildiyseniz anlama oranınız %100, bir hatanız varsa %80, iki hatanız varsa %60, üç hatanız varsa %40, dört hatanız varsa %20, hiçbir doğrunuz yoksa anlama oranınız %0‘dır.