Antik Yunan dönemlerinden itibaren renkler hep merak uyandırmıştır. Tarihe ışık tutulduğunda Arap ve Hint kaynaklarında fiziksel sistemde bulunan renk kuramına dair bilgiler görülmüştür. Doğada yer alan renklerin bin bir çeşit tonları vardır ve renkler sayesinde hayatta pek çok alan çok daha anlamlı hale geliyor. O zamanlarda renk kuramı üzerine çalışmalar yapan Aristoteles, Pisagor, Platon, Plinus gibi pek çok hezârfenin yanında bir de Rönesans Çağı’nda Leonardo Da Vinci, Rubens gibi sanatçılar da çalışmalar yürütmüştür.
Doğada temel ana renkler ve ara renkler bulunuyor. Beyaz ışık, ışığın görülebilir formu olarak öne çıkmaktadır. Beyaz ışık ise turuncu, kırmızı, yeşil, sarı, mor ve mavi renklerin birleşmesinden ortaya çıkmaktadır. Renkler maddelere çarpan ışığın yansıması ile oluşur. Hayatın içinde bulunan her şeyin bir rengi vardır. Bu renkler kimi zaman ana renk kimi zaman ise ara renk olabiliyor.
RENKLER NASIL OLUŞUR?
Renklerin oluşumu uzun yıllardır merak konusu olmuştur. Çevremizde her zaman ışığa maruz kalabiliriz. Da Vinci döneminde en çok tartışılan konu ise: Gözümüz ışığı ve renkleri nasıl görüyor? Gözümüzden bir şey mi nesnelere ulaşıyor yoksa tam tersi mi? Sorunun cevabı, ışıkların çeşitli nesnelere çarptıktan sonra gözümüze yansıma yapması ve frekanslarına göre renklerin de oluşmasıdır. Bu renkler mor, turuncu, kırmızı ve mavi gibi birbirinden farklı renklerdir. Bunun yanı sıra renkler oluşurken ana renk ve ara renkler de bulunuyor.
İngiliz fizikçi Isaac Newton (1642-1727) 1670 yılında ışığı merak ederek bir deney düzeneği tasarlamıştır. Bir odayı tamamen kapatıp kapkaranlık olmasını sağladıktan sonra ince bir delikten giren ışığın önüne prizma koymuştur. Işığın parçalanış halini gökkuşağındaki gibi 7 rengi yukarıdan aşağıya doğru bir perdeye yansıtmayı başarmıştır. Böylece, güneş ışığını elmas bir prizmadan geçirerek, kırılma sonucu renklerin ayrıldığını görmüştür. Newton, güneş ışığını oluşturan bu renklerin sırrını çözmek için bir adım atmıştır.
Newton’dan sonra Chevreul, Helmhotz, Young gibi bilim insanları ışık ve renkler üzerine çalışmalara devam ettirmişlerdir. Özellikle Young’un tek yarık ve çift yarık deneyleri fizik dünyasında da çok ses getirmiştir. Ayrıca, Newton, beyaz perde üzerindeki renklerin bir sıra halinde dizilmesine Güneş Tayfı (Spektrum Solaers) adını vermiştir. Ve,spektruma göre, tüm renkler beyaz ışıktan oluşmaktadır.
Çocuk Gelişimci
Şeymanur ÖZTÜRK
Bilimsel Çocuk’un beğenilen diğer yazısı ‘Güneş Sistemi Nedir?’e ulaşabilirsiniz?